“LAİKLİK GÖZDEN ÇIKARILDI”

Eğitim-Sen Adana Şubesi Hukuk Sekreteri Mehmet Akarsubaşı, hükümetin laik ve bilimsel çalışmayı gözden çıkardığını iddia etmiş. Akarsubaşı şöyle konuşmuş:  “Laik ve bilimsel eğitimi tamamen gözden çıkaran AKP politikaları uygulayıcısı olan Milli Eğitim Müdürleri ilerde bunun hesabını vereceklerini düşünmelidir. Bu gidişle okullarda açılmış olan mescitlerde de 5 vakit namaz kılmayı zorunlu hale getirirlerse şaşmamak gerekir. Ama bu gerici eğitim politikalarını hayata geçirmeye çalışan AKP ve onun yandaşları bilsinler ki Demokratik, bilimsel, laik anadilde eğitimi savunan eğitim emekçileri biz mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Bu gerici eğitim politikalarının her zaman karşısında olacağız.” 

Kaynak (DHA)

ANAYASA’DA DİNLER TANINMAZ; İSLAM VE MÜSLÜMAN ADI GEÇMEZ.

Türkiye Cumhuriyeti anayasasında dinler yoktur. Anayasamız dinleri tanımaz. Adlarını anmaz. İslam veya müslüman kelimeleri de geçmez. Mezheplereyse hiç değinilmez.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN ANAYASAYA AYKIRIDIR

Anayasasında İslam ve Müslüman adı dahi geçmeyen yüce Devlet’in, 633 Sayılı Diyanet yasası Anayasa’ya aykırıdır çünkü bu yasayla Diyanet, ‘Görev: Madde 1 – İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur’, ibaresiyle dinde imtiyaz sahibi kılınmıştır. Bu yasa, Anayasa’da hiç bir din tanınmamışken ve sadece İslam dinini korumakla kamusal finansmanını amaç edinir. Diğer inançlarıysa red eder. bu bakımdan, anayasadaki eşitlik ilkesine de aykırıdır.

KAYMAKAMIN NAMAZ KILMAYA DAVETİ YASAL DEĞİL

Yetki, Sebep, Konu ve Maksat bakımlarından kaim makamın idari tasarrufu hukuka aykırıdır anayasal ve yasal değildir. Şöyle ki

Anayasa’nın giriş kısmında ‘ … laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı … ‘, ‘X. Kanun önünde eşitlik Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit’ olduğu, ‘kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamayacağı’, ‘VI. Din ve vicdan hürriyeti Madde 24 – Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir. Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz(!); dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır. Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz’, gibi maddelerinde İslam diniyle müslümanlar çıkarılan bir yasayla kayırılamaz ve idarenin doğrudan tasarrufu altında olan asker ve memur gibi öğrencilere de ibadette zorlama yapılamaz.