T.C.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi

Esas No: 2015/3987 Karar No: 2015/10984
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/3987 E. 2015/10984 K.

Özet

Davacı vekili; müvekkilinin davalıya dava miktarı olan ücreti ödemesine rağmen, davalı şirketin yapması gereken işi yapmadığını ve aldığı avans tutarını iade etmediğini, Rusya Federasyonunda Eyalet Tahkim Mahkemesinde alacak davası açıldığını, mahkemenin 24.05.2011 tarihinde 33.172.253 Ruble (1.846.367 TL) alacağın ödenmesine ve 188.361 Ruble (10.512 TL) mahkeme masrafı ve harçların davalıdan alınmasına karar verdiğini, kararın 25.06.2011 tarihinde kesinleştiğini, ayrıca mahkemenin müvekkili ve R. şirketinin başvurusu üzerine yine müvekkili şirketin sahibi olduğu R. İnşaat Ltd Şti’ne ait alacak haklarının Rus hukukuna uygun olarak ek kararla müvekkil şirkete devrine karar verdiğini, bunun da 11.11.2011 tarihinde kesinleştiğini iddia ederek, bu nedenlerle belirtilen yabancı mahkeme kararlarının tanınmasını ve tenfizini talep ve dava etmiştir….

1- Dava, tenfiz istemine ilişkin olup mahkemece kararda gösterilen nispi harcın yatırılmadığı gerekçesiyle temyiz talebi reddedilmiştir. Ancak, Dairemizin yerleşik kararları gereğince tenfiz davası maktu harca tabi olupmahkemece de dava maktu harçla görülmüş, fakat ilamda harç nispi hesaplanmış ve bu tutarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava, maktu harca tabi olduğundan temyiz harcı da maktu olmalıdır. Davalı tarafından maktu harcın yatırılarak temyiz dilekçesinin ekinde makbuzunun ibraz edildiği görülmekle temyiz isteminin reddine dair kararın bozularak kaldırılmasına, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine karar vermek gerekmiştir….

2- Mahkemece, tenfizi istenen kararların mahkemece verilmiş olduğu gerekçesiyle 5718 sayılı yasanın 50 ve 53. maddeleri incelenmek suretiyle karar verilmiştir. Ancak, tenfizi istenen kararların hakim veya mahkeme kararı olduğuna dair inceleme yeterli olmadığı gibi bu husus taraflar arasında çekişmelidir. Tenfizi istenen kararların hakem tarafından verilmiş olması halinde, 5718 sayılı MÖHUK 61/a maddesinde gösterildiği şekilde evvelemirde taraflar arasında davanın hakemde görüleceğine ilişkin hakem şartının aslı veya onaylı örneğinin ibrazı gerekmektedir. Bu nedenle, MÖHUK m. 2’ye göre, uygulanacak yabancı hukukun mahkemece resen belirlenmesi ve gerekirse taraflardan da bu konuda yardım istenmesi, bu konuya ilişkin Rusya Federasyonu hukukuna göre tenfizi istenilen kararın devlet mahkemesi kararı mı yoksa hakem mahkemesi kararı mı olduğunun belirlenmesi gerekirken, bu hususta sadece davacı tarafından verilen internet çıktılarıyla karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. …

Ayrıca davalı, kararların usulen kesinleşmediğini savunmaktadır. Türkiye ve Rusya Federasyonu 1965 tarihli Lahey Sözleşmesine taraf olup davalı Türkiye’de mukim bulunduğuna göre kararın davalıya Lahey Sözleşmesine uygun şekilde tebliği gerekmektedir. Kararın usulünce kesinleşmesi ancak bu suretle mümkün olabilecektir. Bu durumda verilen kararın davalıya usulünce tebliğ edilip edilmediği ve usulünce kesinleşip kesinleşmediğinin de üzerinde durulmaması doğru olmayıp kararın bozulması gerekmektedir….

Karar:

MAHKEMESİ: ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2013
NUMARASI: 2012/44-2013/83

Taraflar arasında görülen davada Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26.02.2013 tarih ve 2012/44-2013/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya dava miktarı olan ücreti ödemesine rağmen, davalı şirketin yapması gereken işi yapmadığını ve aldığı avans tutarını iade etmediğini, Rusya Federasyonunda Eyalet Tahkim Mahkemesinde alacak davası açıldığını, mahkemenin 24.05.2011 tarihinde 33.172.253 Ruble (1.846.367 TL) alacağın ödenmesine ve 188.361 Ruble (10.512 TL) mahkeme masrafı ve harçların davalıdan alınmasına karar verdiğini, kararın 25.06.2011 tarihinde kesinleştiğini, ayrıca mahkemenin müvekkili ve R. şirketinin başvurusu üzerine yine müvekkili şirketin sahibi olduğu R. İnşaat Ltd Şti’ne ait alacak haklarının Rus hukukuna uygun olarak ek kararla müvekkil şirkete devrine karar verdiğini, bunun da 11.11.2011 tarihinde kesinleştiğini iddia ederek, bu nedenlerle belirtilen yabancı mahkeme kararlarının tanınmasını ve tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin Ankara Ticaret Odası Ticaret Siciline kayıtlı olduğunu, sözleşme tarafı olan Proko Şirketinin Rusya kanunlarına göre Rusyada kurulmuş bir şirket olduğunu, Türkiye’de dava açılmasının mümkün olmadığını, tanıma-tenfiz talep hakkının kararın tarafı olan R.Şirketi’ne ait olduğunu, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, tenfizi istenen kararın tahkime ait olduğunu, mahkemeye herhangi bir kararın ibraz olunmadığını, kararın kesinleşmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 5718 sayılı Kanunun 53. maddesi gereği, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesini ve ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesini sunduğu, sunulan bilgi ve belgeler içeriğine göre, davalının o yer kanunları uyarınca, hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrıldığı, verilen kararın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren konuda verilmediği, kamu düzenine açıkça aykırılığın bulunmadığı ve tenfiz
koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Siverdlovsk Eyaleti Tahkim Mahkemesinin 24.05.2011 gün ve A60-9107/2001 sayılı “Proko Proje Konstriksiyon Limited Şirketi tarafından R.İnşaat Şirketi Limited Şirketi lehine 33.172.253 Ruble 44 Kopyeke tutarındaki borcun ayrıca 188.861 Ruble 27 Kopyeke tutarındaki mahkeme giderleri harçların ödenmesine” ilişkin kararı ile aynı mahkemenin aynı dosyadan verdiği 10.10.2011 günlü olup “alacaklı R. İnşaat Şirketi Limited Şirketinin alacaklarını talep etme hakkını devralan B.. Ş.. ile değiştirilmesine” ilişkin kararların 5718 Sayılı Kanun’un 50 maddesi uyarınca tenfizine karar verilmiş; tenfiz kararının, tanımayı da kapsaması nedeniyle bu konuda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyizi mahkemece ek karar ile reddedilmiş, işbu ek karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dava, tenfiz istemine ilişkin olup mahkemece kararda gösterilen nispi harcın yatırılmadığı gerekçesiyle temyiz talebi reddedilmiştir. Ancak, Dairemizin yerleşik kararları gereğince tenfiz davası maktu harca tabi olup, mahkemece de dava maktu harçla görülmüş, fakat ilamda harç nispi hesaplanmış ve bu tutarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava, maktu harca tabi olduğundan temyiz harcı da maktu olmalıdır. Davalı tarafından maktu harcın yatırılarak temyiz dilekçesinin ekinde makbuzunun ibraz edildiği görülmekle temyiz isteminin reddine dair kararın bozularak kaldırılmasına, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
2- Mahkemece, tenfizi istenen kararların mahkemece verilmiş olduğu gerekçesiyle 5718 sayılı yasanın 50 ve 53. maddeleri incelenmek suretiyle karar verilmiştir. Ancak, tenfizi istenen kararların hakim veya mahkeme kararı olduğuna dair inceleme yeterli olmadığı gibi bu husus taraflar arasında çekişmelidir. Tenfizi istenen kararların hakem tarafından verilmiş olması halinde, 5718 sayılı MÖHUK 61/a maddesinde gösterildiği şekilde evvelemirde taraflar arasında davanın hakemde görüleceğine ilişkin hakem şartının aslı veya onaylı örneğinin ibrazı gerekmektedir. Bu nedenle, MÖHUK m. 2’ye göre, uygulanacak yabancı hukukun mahkemece resen belirlenmesi ve gerekirse taraflardan da bu konuda yardım istenmesi, bu konuya ilişkin Rusya Federasyonu hukukuna göre tenfizi istenilen kararın devlet mahkemesi kararı mı yoksa hakem mahkemesi kararı mı olduğunun belirlenmesi gerekirken, bu hususta sadece davacı tarafından verilen internet çıktılarıyla karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca davalı, kararların usulen kesinleşmediğini savunmaktadır. Türkiye ve Rusya Federasyonu 1965 tarihli Lahey Sözleşmesine taraf olup davalı Türkiye’de mukim bulunduğuna göre kararın davalıya Lahey Sözleşmesine uygun şekilde tebliği gerekmektedir. Kararın usulünce kesinleşmesi ancak bu suretle mümkün olabilecektir. Bu durumda verilen kararın davalıya usulünce tebliğ edilip edilmediği ve usulünce kesinleşip kesinleşmediğinin de üzerinde durulmaması doğru olmayıp kararın bozulması gerekmektedir.
2- Kabule göre de, dava maktu harca tabi olmasına rağmen karar ve ilam harcının nispi alınması doğru olmamış, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz isteminin reddine dair kararın kaldırılmasına, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KAYNAK: http://bit.ly/2rX1ijt

Bir ileti bırakabilirsiniz - Leave a Reply - Оставить комментарий - اترك التعليق - השאירו תגובה

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.